KÜLTÜR SANAT

EDEBİYAT Ortak kültür hazineleri için el ele

Türkiye’den dil ve edebiyat alanlarında farklı tarihsel dönemleri çalışan akademisyenler Ali Emre Özyıldırım ve Engin Kılıç 4-15 Eylül tarihlerinde Ermenistan’daydı. Özyıldırım ve Kılıç, Yerevan’daki Mesrob Maşdotz Kadim Elyazmaları Enstitüsü ile kendi alanında bir ‘ilk’ olan çalışmaya imza attılar. Özyıldırım ve Kılıç, Ermenistan deneyimlerini, proje hakkındaki görüş ve yorumlarını Agos’a anlattılar.
EDEBİYAT Seher’in, Nazo’nun, Bahir’in hikâyesi. Ve tabii Selahattin’in...

Demirtaş’ın güçlü bir mizah duygusu taşıdığını, bahsettiği konuların ağırlığına halel getirmeden, egemenleri, iktidarı, mizahın diliyle epey yıprattığını biliyoruz. Demirtaş bu özelliğini, tüm hikâyelerde değil ama ‘yakışacağını’ düşündüğü bir-iki hikâyede ortaya koymuş.
MÜZİK Osmanlı’nın ilk türkü derlemesi ‘Anatol Türküleri’ 121 yıl sonra tekrar yayımlandı

Evangelia Balta ve Ari Çokona’nın yayına hazırladığı ‘Stavros Stavridis, Anatol Türküleri, 1896: Osmanlı İmparatorluğu’nda İlk Türkü Mecmuası’ başlıklı kitap, Literatür Yayıncılık etiketiyle çıktı. Kitapta, Stavridis’in 19. yüzyıl sonlarında kayda geçirip yayımladığı 126 Karamanlı türküsünün sözleri hem orijinalinde olduğu gibi Yunan alfabesiyle, hem de Latin alfabesiyle sunuluyor. Çokona’yla, Osmanlı İmparatorluğu’nda yayımlanan ilk halk türküleri derlemesi olan ‘Anatol Türküleri’ üzerine konuştuk.
FOTOĞRAF Tamara Abdul Hadi’den Ortadoğu’ya yeni bir bakış

Iraklı bir ailenin çocuğu olarak Birleşik Arap Emirlikleri’nde doğan, Kanada’da büyüyen, şu anda ise Beyrut’ta yaşayan Tamara Abdul Hadi’nin işleri, klişelerle anılan ve yeterince temsil edilmeyen azınlıklara odaklanıyor. Çalışmalarıyla maskülenlik ve benlik temsili temalarını da keşfe çıkan Hadi, dünyanın farklı şehirlerinde düzenlediği atölyelerde kendi fotoğraf anlayışını anlatıyor.
FOTOĞRAF Kervan yolda düzülür

10 fotoğrafçı Karabağ’ın Şuşi kentini 48 saate fotoğrafladı ve bu fotoğraflar bir albüm haline geldi. Peki neden 48 saat? Projeyi hayata geçirenlerden Spartak Karabğtsiyan “1990’da bir Sovyet komutanının Şuşi’yi terk etmem için 24 saat müddet verdiğini anımsadım. German Avakyan devreye girerek, 24 saatin çok kısa olduğunu, 48 saatlik bir proje yapmamız gerektiğini söyledi.” sözleriyle açıklıyor bu durumu. Berge Arabian Ermenistan seyahatinde bu fotoğraf albümü projesini organize eden German Avakyan ve Spartak Karabğtsiyan ile buluştu. Birlikte Şuşi’nin kültürel tarihine bir yolculuk yaptılar.