Edebiyat tarihçisi ve Agos yazarı Sevan Değirmenciyan, 12-13 Nisan tarihlerinde Strasbourg Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Bölümü çatısı altında "İstanbul'un Romanı" adlı uluslararası konferanstaki "Ermeni Romanı" oturumunda Yervant Odyan’ın ‘Abdülhamid ve Sherlock Holmes’ romanı üzerine ilgi çekici bir sunum yaptı. Romanı, özellikle Abdülhamid dönemindeki istibdat ekseninde ve siyasi çalkantılar içerisinde pek çok dile çevrilen popüler, sürükleyici konusuyla ele alan Değirmenciyan, ülkenin değişmeyen gerçeklerine de dikkat çekiyor.
Everest Yayınları, Yervant Odyan’ın ‘Abdülhamid ve Sherlock Holmes’ adlı romanını 2014 yılında İstanbul’da yayımlarken, aslında şimdiye kadar eşi benzeri görülmemiş bir Osmanlı romanını okuyucuyla buluşturduğunun farkında değildi muhtemelen. Yayımcılar, 900 sayfayı aşan bu romanın ‘Türk Edebiyatında Polisiye Romanın Tarihsel Gelişimi 1884-1928’ başlıklı TÜBİTAK destekli bir araştırma projesi sayesinde gün ışığına çıktığını belirtip Osmanlıca olan romanın Latin harfleriyle ilk defa yayımlandığının da altını çiziyordu. Seval Şahin imzalı önsözden, bugünlerde Türkiye’de pek revaçta olan Kızıl Sultan Abdülhamid ile Arthur Conan Doyle’un kurmaca karakteri dedektif Sherlock Holmes’u romanında buluşturan Yervant Odyan'ın aynı zamanda Fehim Paşa, Ebülhüda, Necip Melhame, Talat Paşa vb. siyasi aktörlere de romanında yer vererek II. Meşrutiyet’in ilanını önceleyen dönemin ortamını macera-polisiye roman ile belgesel-roman özelliklerini harmanlayarak okuyucuya sunduğunu öğreniyoruz. Yayımcılar tarafından Odyan’ın Türkçe kaleme aldığı bir kez daha belirtilen roman, kurgusunda yer verdiği gerçek kahramanların fotoğraflarını da içinde barındırmaktadır.
Yervant Odyan’ın ‘Abdülhamid ve Sherlock Holmes’ romanı Türkiye’de polisiye roman tarihçisi Erol Üyepazarcı’nın da dikkatini cezbetmiştir. 1278 sayfalık orijinal basımından söz açıp Odyan’ın romanını “Frenklerin deyimiyle tam bir phénomène”[3] olarak niteleyen Üyepazarcı, Odyan’ın eseri Türkçe olarak kaleme aldığını, fakat Türkçesinin pek parlak olmadığını vurgular. “Dönemin aydın okuyucularının pek hoş görmeyeceği hatalarla dolu”[4] olduğunu söyleyen Üyepazarcı, bu eserde “Odyan Efendi’nin Abdülhamid düşmanlığı[nın] bütün bilinenlerin de ötesinde” olduğu kanaatindedir. Odyan’ın sabık padişah için en aşağılayıcı ifadeleri kullanmaktan çekinmediğini belirten Üyepazarcı, yazarın aslında polisiye roman tekniğini bilen bir kişi olduğu gerçeğini de zikreder.[5] Odyan’ın, eserini bizzat Osmanlıca yazdığını vurgulamaktan çekinmeyen Üyepazarcı, yazarın bir sonraki eserini Ermenice olarak yazmasını ilginç bulur.[6] “Herhalde birileri Türkçesinin yetersizliği hakkında kendisini uyarmıştır...”[7]
Yervant Odyan’ın ‘Abdülhamid ve Sherlock Holmes’ romanı ile ilgili hem bu yazı hem de kitap vesilesiyle yayımlanan diğer yazılar eserin önemine dikkat çekerken Osmanlıca ile yazıldığını ve ayrı bir kitap olarak yayımlandığını vurgular.
Romanın konusu veya yapısal özellikleri hakkında konuşmaya belki de yer kalmayacaktır, zaten bu romanı Üyepazarcı’nın dediği gibi phénomène yapan da bu özellikleri değil, II. Meşrutiyet sonrası, 1908’den 1915’teki Ermeni Soykırımı’na uzanan kısacık dönemin, hatta belki de tüm bir imparatorluğun bugünden bakıldığında hayal bile edilemeyecek çoğulcu kültürünü kendinde yoğunlaştıran ve sırlarını içinde barındırmaya hâlâ devam eden hikâyesidir.